Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, haberleşme ve altyapıda devam eden yatırım çalışmalarına ilişkin konuştu. Gelişmekte olan ülkelerde altyapı yatırımlarının yıllık bütçeden büyük paylar aldığını anımsatan Karaismailoğlu, nüfus, istihdam, kalkınma gibi dinamikleri ekonomik büyümeyle desteklemenin ilk basamağında altyapısal yeterliliğin sağlanması olduğunu söyledi. Karaismailoğlu, gelişmiş ülkelerin altyapı kurulum süreçlerini büyük ölçüde tamamladığına dikkati çekerek, şöyle devam etti: “Gelişmemiş ülkelerde ise altyapıya yönelik büyük hamleler gerçekleştirecek sosyal, ekonomik ve teknolojik olanaklar bulunmamaktadır. Türkiye ise gelişmemiş ülkeler örneklemini çoktan gerilerde bırakmış, gelişmekte olan ülkeler arasından gelişmişliğe doğru sağlam adımlar atmış bir konumdadır. Özellikle dünyanın ekonomik açıdan güçlenen, üretim ve ticarette söz sahibi olan Avrupa, Asya ve Afrika üçgeninin kalbinde olduğumuzu düşünerek benzersiz fırsatlarla da karşı karşıya olduğumuzu görmemiz gerekmektedir. Bu fırsatlara en güçlü şekilde hazırlanmak, çevre ülkelerin ulaşım ihtiyaçlarına da yanıt vermek ve ekonomimizi ‘lojistik’ gücümüzden gelen kazançlarla desteklemek için ulaştırma ve haberleşme alanında eksiksiz bir temel yapılandırıyoruz. Dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisinden biri olmak hedefimize bu bakış açısıyla hazırlanıyoruz. Ulaştırma ve haberleşmeye yatırım, çocuklarımızın geleceğine yatırımdır. Bu konjonktürde, ‘işimizi şansa bırakmak’ ya da geçmişin düşünce tarzıyla ‘büyük devletlerin bize biçeceği rollere göre kaderimizi yaşamak’ artık bize göre değil. Bizim ‘Büyük Türkiye’ tasavvurumuz bu değil. Biz, 2023’te, 2053’te ve daha ötesinde Türkiye Cumhuriyeti’nin varoluş değerlerine sahip çıkmış, kuruluş hedeflerine ulaşmış bir Türkiye hayal ediyoruz.”
Yük, insan ve veri taşımacılığında kurulan tüm sistemlerin altyapısal ve üst yapısal donanımlarını ülkenin kaynaklarını kullanarak üretmek konusunda büyük çaba içinde olduklarını vurgulayan Karaismailoğlu, şunları kaydetti: “Yerli ve milli üretimde hız kazanıyoruz. Son yıllarda kullandığımız ürünlerde yüzde 2’lerden yüzde 25’lere yaklaşan yerlilik oranı sağlayarak ekonomimiz açısından büyük kazanımlar elde etmiş bulunmaktayız. Bu oranı 2023 yılında yüzde 65’e çıkarmayı hedefe koyduk. Örnek vermek gerekirse TÜRASAŞ fabrikamız, bugün tüm dünyada aranan nitelikte lokomotif, vagon ve tren setlerini üretiyor. İşletme ve sinyalizasyon programlarını yerli olarak yazabiliyoruz. Ülkemizin ihtiyaçlarını karşılarken bu ürünlerin tamamını ihraç eden ülke konumuna da geldiğimizi artık gururla söyleyebiliyoruz. Bir başka gururumuz ise uydu teknolojileri alanında attığımız adımlar. Kısa bir süre önce yörüngesine yolcu ettiğimiz Türksat 5A’dan sonra sırada 5B ve 6A var.” Türkiye’nin stratejik hedefleri doğrultusunda pek çok projenin bir an önce hayata geçirilmesine ihtiyaç olduğunu vurgulayan Karaismailoğlu, “Öz kaynaklarımızla, kamu-özel iş birlikleriyle ve dış kaynak kullanımı gibi yöntemlerle hem nicelik hem de nitelik olarak en iyisini hayata geçirmek için gayret gösteriyoruz. Bu alternatifli çalışma yaklaşımı, hızımızı ve projelerin kalitesini artırmayı sağlıyor. Böylece geleceğe geç kalmadan, doğru zamanda yapılmış etkili yatırımlarla yolumuza devam ediyoruz.” diye konuştu. Karaismailoğlu, hızlı tren projeleriyle hem hızlı hem yüksek kapasiteli hem de çevre dostu ulaşımı geliştirmeyi hedeflediklerini ifade ederek, İstanbul Havalimanı başta olmak üzere yapılan havalimanı yatırımlarıyla halkın en üst standartlı ve hızlı ulaşım türüyle buluşturulduğunu anlattı. Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Osmangazi Köprüsü ve inşaatı devam eden Çanakkale Boğazı Köprüsü ile ülkenin lokomotifi, Marmara Bölgesi’nde yolcu ve yük taşımacılığını, birbirine bağlanan etkin bir hatla, en üst seviyede verimlilikle gerçekleştirmeyi hedeflediklerini dile getiren Karaismailoğlu, şu değerlendirmede bulundu: “Yaptığımız onlarca şehirler arası tünel, binlerce kilometre otoyol, on yıllardır birbirine bağlanmayı bekleyen şehirleri bağladığımız köprülerle Anadolu’nun topyekun kalkınmasının kilometre taşlarını dizdik. ‘Zalim Fırat’ artık zalim değil, Fırat’ın içinden geçtiği illerimizi köprülerle donattık. Şırnaklı vatandaşlarımız için yıllarca aşılmaz olan ‘Cudi Dağı’nı çift tüp tünelle dakikalar içinde geçiyoruz. Anadolu bugün baştan başa kesintisiz bölünmüş yollarla kaplandı. Yaşadığımız can kayıpları bugün güvenli ve konforlu yollarımız sayesinde geçmişte olanın yarısının altına indi. Şehirlerin içinden geçen yollarda, araçların yarattığı hava ve gürültü kirliliği, yaptığımız çevre yollarımız sayesinde azaldı. Vatandaşlarımız şehirlerde artık daha rahat nefes alıyor. Türkiye sathında kısalan seyahat süreleri neticesinde yakıttan ve zamandan ettiğimiz tasarruf milyarlarca lirayı buluyor. Kazanan insanımız, kazanan çevremiz, kazanan ekonomimiz oluyor. Bütün bunlara ilaveten kurduğumuz demir yolu, kara yolu, deniz yolu ve hava yolu ağlarını birbirlerine günden güne daha entegre hale getirmenin yoluna gittik. Ağlarımızın birbirleriyle bağlantılı ve verimli çalışması ulaştırma sistemimizdeki verimlilik sorunlarını minimize edecektir.” Karaismailoğlu, 21’nci yüzyılda Anadolu coğrafyası ve bütünüyle Türkiye’nin, yolcu, yük, enerji ve veri taşınmasında en üst düzey ağ ve altyapıyla donatıldığı takdirde, ekonomik, siyasi ve teknik konumunun ciddi bir tahkimatla destekleneceğini belirterek, yapılan yatırımların gelişmekte olan ülke dinamikleri ve reflekslerinin de fevkinde olduğunu bildirdi. Yatırımları gerçekleştirirken stratejik hedefleri ve ulaşım master planı çerçevesinde alternatif ve çevreci ulaştırma türlerini planladıklarına işaret eden Karaismailoğlu, “Bunun en belirgin göstergelerinden biri demir yollarına verdiğimiz istisnai ehemmiyettir. Anadolu ve Trakya gibi demir yolu inşasının kürenin muhtelif coğrafyalarına nazaran çok da kolay olmadığı bir araziye sahip Türkiye’de, demir yollarında ortaya koyduğumuz gayret ve yakaladığımız yapım hızı aşikardır. Devlet aklı, gündelik siyasi değerlendirmelerin ötesini görmekle, ekonomik büyümenin altyapısını bugünden kurmak ve geleceğin Türkiyesi’ni tasarlamakla yükümlüdür.” ifadelerini kullandı.
Yük, insan ve veri taşımacılığında kurulan tüm sistemlerin altyapısal ve üst yapısal donanımlarını ülkenin kaynaklarını kullanarak üretmek konusunda büyük çaba içinde olduklarını vurgulayan Karaismailoğlu, şunları kaydetti: “Yerli ve milli üretimde hız kazanıyoruz. Son yıllarda kullandığımız ürünlerde yüzde 2’lerden yüzde 25’lere yaklaşan yerlilik oranı sağlayarak ekonomimiz açısından büyük kazanımlar elde etmiş bulunmaktayız. Bu oranı 2023 yılında yüzde 65’e çıkarmayı hedefe koyduk. Örnek vermek gerekirse TÜRASAŞ fabrikamız, bugün tüm dünyada aranan nitelikte lokomotif, vagon ve tren setlerini üretiyor. İşletme ve sinyalizasyon programlarını yerli olarak yazabiliyoruz. Ülkemizin ihtiyaçlarını karşılarken bu ürünlerin tamamını ihraç eden ülke konumuna da geldiğimizi artık gururla söyleyebiliyoruz. Bir başka gururumuz ise uydu teknolojileri alanında attığımız adımlar. Kısa bir süre önce yörüngesine yolcu ettiğimiz Türksat 5A’dan sonra sırada 5B ve 6A var.” Türkiye’nin stratejik hedefleri doğrultusunda pek çok projenin bir an önce hayata geçirilmesine ihtiyaç olduğunu vurgulayan Karaismailoğlu, “Öz kaynaklarımızla, kamu-özel iş birlikleriyle ve dış kaynak kullanımı gibi yöntemlerle hem nicelik hem de nitelik olarak en iyisini hayata geçirmek için gayret gösteriyoruz. Bu alternatifli çalışma yaklaşımı, hızımızı ve projelerin kalitesini artırmayı sağlıyor. Böylece geleceğe geç kalmadan, doğru zamanda yapılmış etkili yatırımlarla yolumuza devam ediyoruz.” diye konuştu. Karaismailoğlu, hızlı tren projeleriyle hem hızlı hem yüksek kapasiteli hem de çevre dostu ulaşımı geliştirmeyi hedeflediklerini ifade ederek, İstanbul Havalimanı başta olmak üzere yapılan havalimanı yatırımlarıyla halkın en üst standartlı ve hızlı ulaşım türüyle buluşturulduğunu anlattı. Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Osmangazi Köprüsü ve inşaatı devam eden Çanakkale Boğazı Köprüsü ile ülkenin lokomotifi, Marmara Bölgesi’nde yolcu ve yük taşımacılığını, birbirine bağlanan etkin bir hatla, en üst seviyede verimlilikle gerçekleştirmeyi hedeflediklerini dile getiren Karaismailoğlu, şu değerlendirmede bulundu: “Yaptığımız onlarca şehirler arası tünel, binlerce kilometre otoyol, on yıllardır birbirine bağlanmayı bekleyen şehirleri bağladığımız köprülerle Anadolu’nun topyekun kalkınmasının kilometre taşlarını dizdik. ‘Zalim Fırat’ artık zalim değil, Fırat’ın içinden geçtiği illerimizi köprülerle donattık. Şırnaklı vatandaşlarımız için yıllarca aşılmaz olan ‘Cudi Dağı’nı çift tüp tünelle dakikalar içinde geçiyoruz. Anadolu bugün baştan başa kesintisiz bölünmüş yollarla kaplandı. Yaşadığımız can kayıpları bugün güvenli ve konforlu yollarımız sayesinde geçmişte olanın yarısının altına indi. Şehirlerin içinden geçen yollarda, araçların yarattığı hava ve gürültü kirliliği, yaptığımız çevre yollarımız sayesinde azaldı. Vatandaşlarımız şehirlerde artık daha rahat nefes alıyor. Türkiye sathında kısalan seyahat süreleri neticesinde yakıttan ve zamandan ettiğimiz tasarruf milyarlarca lirayı buluyor. Kazanan insanımız, kazanan çevremiz, kazanan ekonomimiz oluyor. Bütün bunlara ilaveten kurduğumuz demir yolu, kara yolu, deniz yolu ve hava yolu ağlarını birbirlerine günden güne daha entegre hale getirmenin yoluna gittik. Ağlarımızın birbirleriyle bağlantılı ve verimli çalışması ulaştırma sistemimizdeki verimlilik sorunlarını minimize edecektir.” Karaismailoğlu, 21’nci yüzyılda Anadolu coğrafyası ve bütünüyle Türkiye’nin, yolcu, yük, enerji ve veri taşınmasında en üst düzey ağ ve altyapıyla donatıldığı takdirde, ekonomik, siyasi ve teknik konumunun ciddi bir tahkimatla destekleneceğini belirterek, yapılan yatırımların gelişmekte olan ülke dinamikleri ve reflekslerinin de fevkinde olduğunu bildirdi. Yatırımları gerçekleştirirken stratejik hedefleri ve ulaşım master planı çerçevesinde alternatif ve çevreci ulaştırma türlerini planladıklarına işaret eden Karaismailoğlu, “Bunun en belirgin göstergelerinden biri demir yollarına verdiğimiz istisnai ehemmiyettir. Anadolu ve Trakya gibi demir yolu inşasının kürenin muhtelif coğrafyalarına nazaran çok da kolay olmadığı bir araziye sahip Türkiye’de, demir yollarında ortaya koyduğumuz gayret ve yakaladığımız yapım hızı aşikardır. Devlet aklı, gündelik siyasi değerlendirmelerin ötesini görmekle, ekonomik büyümenin altyapısını bugünden kurmak ve geleceğin Türkiyesi’ni tasarlamakla yükümlüdür.” ifadelerini kullandı.