Aşı olmayan işçi iş yerine alınmayabilir ancak…

Aşı olmayan işçi iş yerine alınmayabilir ancak...
Aşı olmayan işçi iş yerine alınmayabilir ancak...

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın dün yayınladığı genelgeyle corona virüsü aşısı olmayan işçilere haftada bir kez PCR testi zorunluluğu getirildi. 81 ile gönderilen genelgede “Covid-19 aşısı olmayan işçilerden 6 Eylül 2021 tarihi itibariyle zorunlu olarak haftada bir kez PCR testi yaptırmaları işyeri/işveren tarafından istenebilecek, test sonuçları gerekli işlemler yapılmak üzere işyerinde kayıt altında tutulacaktır” denildi.

Söz konusu zorunluluğun hukuki boyutunu, İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu SÖZCÜ’ye değerlendirdi.

“KİŞİLERİN AŞIYA ZORLANAMAYACAĞI KANISINDAYIM”

Kişilerin aşıya zorlanamayacağını ancak bu tür tedbirlerin alınmasını halk sağlığı açısından olumlu karşıladığını belirten Durakoğlu, “Kamu sağlığı açısından bu tür tedbirler alınabilir. Hukuksal olarak da mümkün. Ben 3 kez aşı oldum ama aşı olmayanların iş sözleşmelerinin feshedilmesinin anayasaya aykırı olduğunu, insan hakları sözleşmesine de aykırı olduğunu kanısındayım. İş kanununa göre geçerli fesih ya da haklı fesih her ikisi de olmaz. Yani sözleşme feshinin, iş kanununun haklı fesih dediği ya da geçerli fesih denilen fesih nedenlerinden birinin oluşmayacağı kanısındayım” dedi.

İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu

“KAMU SAĞLIĞI AÇISINDAN BAKTIĞINDA PCR İSTENEBİLİR”

3 kez aşı olmuş birisi olarak zorunlu aşıya insanların itilemeyeceğini ifade eden Durakoğlu, bununla ilgili geçmişte Anayasa Mahkemesinin de kararı bulunduğunu belirterek şöyle devam etti:

– İtilemez şeklinde değil ama zorunlu aşının yapılabilmesi için mutlaka bir yasa çıkarılması gerektiği noktasında bir kararı var. Türkiye eğer işin başında, mesela Avusturya gibi bir kovid yasası çıkarmış olsa ve oradan bir yetki alarak bu önlemleri düzenliyor olsa, bütün bunları başka bir şekilde tartışabilirdik. Ama şimdi elinde bir yasası olmayan Türkiye’den bahsediyoruz. Böyle bir ülkede genelgelerle, şunlarla bunlarla insanlar aşıya zorlanıyor, PCR’a zorlanıyor, zorlanamaz. Ama kamu sağlığı denilen bir kavram var. Bu kavram açısından baktığında PCR istenebilir. Bu, artık kamu sağlığıyla ilgili bir şey. Kendi sağlık koşullarını düzenleyen bir kamudan bahsediyoruz demektir.

– Bir kimse için ceza öngörülüyorsa, o ceza vergi cezası da olsa, para cezası da olsa kanunsuz olmaz. Dolayısıyla bu konuda bir kanuni güncelleme olmadığı için bir cezanın olup olmayacağı noktasındaki ihtilafa katılırım. Yani böyle bir tartışmanın yapılması gerekir. Ama hıfzıssıhha kanununda, özellikle kamu tarafından bu anlamda konulan yasaklara uyulmaması halinde, mesela sokağa çıkma yasağı gibi yasaklara uyulmaması halinde kabahatler kanunu çerçevesinde bir parayla cezalandırılması öngörülüyor. Bu muhtemelen oraya yaslandıracaklardır. Kamu tarafından konulan yasaklara aykırılık gibi. Sırf bu genelgeyle aşı olmayan çalışanın iş yerine alınmama durumu olabilir ancak işten çıkarılamaz.

“HAKSIZ VE HUKUKSUZ”

Durakoğlu, işçiyi sırf aşı olmadığı için işinden atabilmek için işverenlerin bir bölümünün geçerli fesih arayışında olduğunu belirterek şu tespiti yaptı:

– Yarın işçi, ‘Benim sözleşmemi aşı olmadığım için feshettiler. Beni de işten çıkardılar’ diye kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ya da işe iade davası açtığında, mahkemeye şunu söyleyecek işveren, ‘Ben bu adamı işte tutabilmek için elimden gelen her şeyi yaptım. Aşı olmadı saygı duydum. ‘Git o zaman PCR teşyi yap’ dedim, onu da getirmedi bana. Aşı olması için kendisine bir maaş ikramiye verdim, buna rağmen aşı olmadı. Artık benim yapacak bir şeyim yoktu. O nedenle bu sözleşmeyi feshettim.

– Şimdi bu teori güçleniyorsa eğer, bu teoriyi uygulamaya geçirdilerse eğer bu çok tehlikeli bir durum. Bütün bu talepler, bu nedenle yapılıyorsa bunlar tümüyle haksız ve tümüyle hukuksuz.

Giriş Yap

Gerçekçi Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!