Lucca isimli restoranın eski müdürü A.İ’nin, kadın çalışan R.D’yi taciz ettiği iddiasıyla ‘Basit Cinsel Saldırı ve Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Bırakma’ suçlarından 9 yıldan 22 yıl 6 aya kadar hapis istemiyle yargılanmasına başlandı. İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya tutuksuz sanık A.İ, müşteki R.D, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı ile tarafların avukatları katıldı.
“LAKAYITLIĞINA SİNİRLENEREK KIZDIM”
Duruşma kimlik tespiti ile başladı. Kimlik tespitinin ardından savunma yapan sanık A.İ, “Lucca’da 14 yıldır işletme müdürü olarak çalıştım. Müşteki bizde 5,5 aydır komi olarak çalışıyor. Kendisini çeşitli kereler disiplinsiz çalışmaları nedeniyle uyardım. Olay günü çatal yerine kaşık verdiğinde, ‘yanlış servis yapıyorsun’ diye serzenişte bulunduğumda, ‘ne var ben evde de böyle yapıyorum’ demesi üzerine, lakaytlığına sinirlenerek kızdım” ifadelerini kullandı.
“GÖZÜMÜN ÖNÜNDE BULUNMASI İÇİN KARŞILAMADA GÖREVLENDİRDİM”
Müşteki R.D’nin olay günü çalışanlar ile akşam yapılan toplantıya katılmadığını belirten sanık A.İ, “Serzenişte bulunduğum için akşam toplantısına katılmadığını düşündüm. Başka bir çalışanımıza neden katılmadığını sordurdum. Toplantı olduğunu bilmediğini söyledi ancak doğruyu söylemediğini biliyorum çünkü toplantı her akşam var. Çalışanın disiplinsizliği nedeniyle, gözümün önünde bulunması için müşteri karşılamada görevlendirdim. Kendisi müşterileri asık suratla karşılayınca da gün içinde birkaç kez uyardım” dedi.
“ELİMİ OMZUNA KOYMUŞ OLABİLİRİM”
Savunmasının devamında sanık A.İ, “Kendisinin, patronuma çıktıktan ya da çıkarıldıktan sonra mobbing uygulandı dememesi için yanına giderek kendisine gün içindeki yoğunluk nedeniyle sert çıkışmış olabileceğimi söyleyerek özür diledim. Bu sırada elimi omzuna koymuş olabilirim. Ancak iddialardaki gibi bir şey söz konusu değil” şeklinde konuştu.
Sanık A.İ, şartlar oluştuğu taktirde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını (HAGB) istemediğini kaydetti. Duruşma sırasında ses kaydı aldığı tespit edilen bir kişi, polislerce duruşmadan çıkarılarak hakkında işlem yapıldı.
“BİR KERE ÖPSEM NE OLUR’ GİBİ SÖZLER SÖYLEDİ”
Lucca’da gündüzleri çalıştığını söyleyerek sözlerine başlayan müşteki R.D., “İlk defa akşam çalıştığım için toplantı olduğunu bilmiyordum. Kaşığı müşteriye değil, kendisine götürdü. Bana, ‘mahallende de mi böyle yapıyorsun’ dedi. Daha sonrasında beni kapıda görevlendirdiler, benim de moralim bozuldu. Alkol aldıkça benden özür dilemeye başladı. Olay günü tuvalete girdim. Tuvalet kapısı sürekli zorlanıyordu, sarhoş müşteriler yapıyor zannettim. Kapıyı açınca içeri girdi ve kapıyı kilitledi. Kollarımdan tutup beni duvara yasladı. ‘Bir kere öpsem ne olur’ gibi sözler söyledi ve boynumdan öptü. Şoka girdim ve kendisini sakinleştirmeye çalıştım. Sanığı itmeyi düşündüm ancak arkasında cam vardı ve zarar görür diye korktum” diye konuştu.
“OLAYDAN 9 GÜN SONRA ŞİKAYETÇİ OLDUM”
Sanığı iterek kaçtığını belirten müşteki R.D., “Ertesi gün dükkanda İbrahim beye şikayet ettim. B. G. de anlattım. İ.Y., bana, ‘Bu olayı nasıl halledelim. Dövelim mi özür mü dilesin’ dedi. Ben de bir şey olmayacağını düşünerek B.G.’ye gittim. Olaydan 4-5 gün sonra kamera görüntülerini izledik. Herkes bana şikayet etme dedi. Görüntülerin olduğunu görünce şikayet etmeye karar verdim. Kendisi sonrasında benimle konuştu. Alkollü olduğunu söyledi. Müdürlerimin şikayetçi olmasını bekledim. Olaydan 9 gün sonra şikayetçi oldum. Olaydan sonra benimle pişkin pişkin konuştu ve hem maddi hem manevi destek olacağını söyledi. Orada şikayetçi olmalıyım dedim. Şikayetim devam etmektedir” diye konuştu.
“BÖYLE BİR RAKAM TELAFFUZ ETMEDİM”
Sanık avukatının, olayın üstüne kapatmak için sanık A. İ.’den 10 bin dolar istediğine ilişkin iddiayı sorması üzerine konuşan müşteki R.D, “Asla böyle bir rakam telaffuz etmedim. Olay basına yansıdıktan sonra iş yerime 5 avukat gelerek, Lucca’ya dava açtığımda yüklü bir miktar para alacağımı söylediler. Kabul etmedim” dedi.
Sanık beyanlarının gerçeği yansıtmadığını belirten müşteki avukatı, “Cinsel arzularını tatmin etmek üzere cinsel saldırıda bulunmuştur. Diğer çalışanlar, işlerini kaybetmek pahasına savcılığa ifade vermiştir. Olay gününü kapsayan bir şekilde kamera kayıtlarının bir hafta arızalı olması gerçeği yansıtmamaktadır. Bunun sorumlusu kimdir bilemeyiz” diye belirtti.
“SAMİMİ DAVRANIŞLARINA ŞAHİT OLDUM”
Duruşmada olay gününe ilişkin tanık dinlendi. Tanık U. T., “O gün A. İ., aşırı alkol almıştı. R. D.’ye kapının orada durmasını söyledi. A. İ., müştekiyi görevi olmamasına rağmen kapı girişinde görevlendirdi. Samimi davranışlarına şahit oldum. Belinden tuttu, kendine çekti. Müştekinin surat ifadesinden rahatsız olduğunu anladım” ifadelerini kullandı.
“RAHATSIZ EDİCİ ŞEKİLDE DAVRANIŞTA BULUNDUĞUNA ŞAHİT OLMADIM”
Olay günü Lucca’da olduğunu söyleyen tanık E. E., “Sanık benim erkek arkadaşım olur. Arkadaşlarımla saat 23.00 gibi A. İ., çalıştığı iş yerine gittik eğlenmek için. A. i. ile gece boyu birlikteydik. Birkaç kez arkadaşlarını falan gördüğünde yanımdan ayrıldı. Sonra gece birlikte çıktık. Olay günü A. İ. ile yanımızdan müşteki geçti. A. İ., gün içinde kendisine sesini yükselttiğini söyledi. İşten çıkartılabileceğini söylediğinde üzüldüğümü söyledim. Daha sonra A. İ., müştekinin yanına giderek konuştu. Elini omzuna attığını ve bir şeyler konuştuğunu, iş yerinde böyle şeyler olabileceğini söylediğini söyledi. Gece boyunca rahatsız edici şekilde davranışta bulunduğuna şahit olmadım” dedi.
Sanık avukatı ise söz alarak, tuvalet görevlisinin de bir sonraki celse tanık olarak dinlenmesini, tanıklar dinlenirken müşteki R.D.’nin de duruşmada hazır olmasını istediğini kaydetti. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın davaya katılma talebinin reddini isteyen sanık avukatı, müşteki ile avukatının katılma talebi için, “takdir mahkemenindir” dedi.
Mahkeme, tanıklar İ. Y., Ö. D., B. G. ve T. D.’e sonraki celse tanık olarak dinlenmeleri için davetiye gönderilmesine karar verdi.
Kamera görüntülerine ilişkin silme işlemi yapılıp yapılmadığının tespit edilmesi için bilirkişi görevlendirilmesine hükmeden mahkeme, duruşmada ses kayıt işlemi yapan şahıs hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na yazı yazılmasına karar vererek duruşmayı erteledi.
İDDİANAMEDEN
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, şikayetçi R.D.’nin mekanda çalışan, şüpheli A. İ.’nin de aynı iş yerinde müdür olduğu belirtildi. Olay günü şüpheli A.İ.’nin alkollü olduğu ve ters davranışları nedeniyle müşteki R.D.’den özür dilediği aktarılan iddianamede, A.İ.’nin özür dilerken müştekiye sarılarak basit cinsel saldırı suçunu işlediği kaydedildi. İddianamede; olay gecesi müşteki R.D.’nin personel lavabosuna gittiği, burada şüpheli A.İ.’nin görmesi üzerine müşteri lavabosuna girerek kapıyı kilitlediği bu sırada kapının şüpheli tarafından zorlandığı iddianamede anlatıldı.
Olay gecesi R.D.’nin lavabodan çıkmak için kapıyı açtığı sırada şüpheli A.İ.’nin doğrudan içeri girdiği ve müştekinin dışarı çıkmasına izin vermeyerek lavabonun kapısını kilitleyerek ‘Kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma’ suçunu işlediği anlatıldığı iddianamede, şüphelinin lavaboda müştekinin kollarını tuttuğu, sarıldığı ve boynundan öperek ‘Basit cinsel saldırı’ suçunu işlediği vurgulandı.
Savcılık, şüpheli A.İ. hakkında ‘Basit Cinsel Saldırı ve Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Bırakma’ suçlarından 9 yıldan 22 yıl 6 aya kadar hapis talebiyle yargılanmasını talep etti. Öte yandan şüpheli A.İ.’nin ifadesinde suçlamaları kabul etmeyerek müştekiyi iş disiplinine uymadığı gerekçesiyle birkaç kez uyardığını, müştekinin bu nedenle şikayetçi olduğunu söylediği öğrenildi.