Mansimov’un Yalıkavak Marina’nın satışıyla ilgili açtığı davada 4 kişi beraat etti

İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya sanıklardan Mehmet Ercil katıldı. Diğer sanıkları ve müdahil Mubariz Gurbanoğlu’nu ise avukatları temsil etti.

Duruşmada daha önce alınan ara karar gereği tanık olarak dinlenilmesine karar verilen avukat Deniz Ketenci’nin bilgisine başvuruldu.

“SÖZLEŞME İNGİLİZCE HAZIRLANDI”

Gurbanoğlu’na ait Palmali şirketler grubunun hukuki danışmanlığını yaptığını belirten Ketenci, “Mubariz Gurbanoğlu, holding yöneticisi Nuray Keskin ve başkaca yöneticilerle görüşerek sözleşmenin hukuki yönden değerlendirmesini yaptık, sözleşmeyi hazırladık. Satış rakamının ne şekilde belirlendiği ve satışın kaç liraya yapıldığı hususunda bir bilgi sahibi değilim. Çünkü bu husus finans biriminin yetkisi dahilinde bir işlemdir. Sözleşme bittiğinde imza aşamasında ben yoktum. Sözleşme İngilizceydi. Bu sözleşmede nelerin yazıldığı ve nelere karar verildiği hususu ‘Klodian’ isimli avukat tarafından holdingin üst yönetimine mailler yoluyla bildiriliyordu. Sözleşmenin yapılması aşamasında herhangi bir hileli husus bulunduğuna dair bir şey duymadım.” dedi.

Zaten olayın finansal boyutuyla ilgilenmediklerini ve en son aşamada satışın kaç liraya yapıldığını gördüklerini de aktaran Ketenci, “Ancak bu aşamaya kadar bizim satışın rakamıyla ilgili bir faaliyetimiz olmadı. Sözleşmeyi hazırlarken geldiğimiz aşamaları ve önerilerimizi ‘Klodian’ isimli avukat, holding üst yönetimine Türkçe olarak da iletti ancak genel olarak görüşmeler ve sözleşme İngilizce hazırlandı.” ifadelerini kullandı.

SAVCILIK MÜTALAASI

Esasa ilişkin görüşü sorulan cumhuriyet savcısı, mütalaasının hazır olduğunu belirterek mahkemeye sundu.

Okunan mütalaada, müdahil Gurbanoğlu’nun yüzde 50 hissedarı olduğu Palmali Otelcilik Turizm ve Acentecilik Ltd.Şti’nin ve aynı şirkete ait olan Bodrum Yalıkavak Tur ve Yat. Lim. AŞ’de bulunan hisselerin tamamını 3 Şubat 2016’da imzalanan sözleşme nedeniyle, ertesi gün Palmarina Holding Ltd. Şti’ye sattığı belirtildi.

“MARİNANIN BEDELİ SÖZLEŞMEYE 31 MİLYON DOLAR YAZILDI”

Bodrum Yalıkavak’a ait bedel için alıcı tarafla sözlü olarak 220 milyon dolar karşılığında anlaşıldığı halde sözleşmeye bedel olarak 31 milyon dolar yazıldığı ve bu hususu müdahilin sonradan öğrendiği aktarılan mütalaada, müdahile ait şirketlerin CEO’su Alaattin Aykaç, finans koordinatörü Ali Kemal Çelikten ve finansal denetim müdürü Mehmet Ercil’in, sözleşmenin müdahili yanıltarak 31 milyon dolar üzerinden imzalanmasına neden oldukları ve “hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma” suçunu işlediklerinin iddia edildiği hatırlatıldı.

Yazılan iddianamenin asliye ceza mahkemesi tarafından, sanıkların suçunun, “nitelikli dolandırıcılık” kapsamında kalabileceği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilerek ağır ceza mahkemesine gönderildiğine dikkat çekilen mütalaada, daha sonra alıcı şirket yetkilisi Anar Alizade hakkında da aynı suçtan açılan davanın bu davayla birleştirildiği kaydedildi.

“SÖZLEŞMEYİ OKUMADAN İMZA ATMASI HAYATIN OLAĞAN AKIŞINA AYKIRI”

Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için failin, bir kimseyi kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerektiği anlatılan mütalaada, şu ifadeler kullanıldı:

“Yargılama konusu olayda müdahilin, denetiminde olup çalışanı olan sanıklara duyduğu güven ilişkisi nedeniyle 31 milyon 915 bin 732 dolar değerindeki hisse devrine ilişkin sözleşmeyi okumadan imzaladığına ilişkin beyanının, iş hayatına hakim bir çok şirketi olan bir insandan beklenmeyen, hayatın olağan akışına aykırı bir davranış olduğu açıktır. Her ne kadar müdahil, İngilizce bilmediğini iddia etse dahi, satış fiyatından haberdar olmamasının İngilizce bilip bilmemesiyle doğrudan alakası yoktur. Satış sürecinde hukuki danışmanlık yapan tanık Klodaian’ın, ‘müdahile satış sürecinde Türkçe raporlar verdikleri, satış tutarını söylediğine’ ilişkin beyanı, müdahilin ‘satış fiyatını bilmediği ve aydınlatılmadığı’ beyanını desteklememektedir.

Sözleşme konusu yerin değerinin yaklaşık 220 milyon dolar olduğu iddia edilse de, şirkette müdahilin hissesinin yüzde 50 olması, kredi ve marinaya ait borçları düşüldüğünde sözleşmede yazan miktarla yerin değeri arasında da fahiş bir fiyat farkının bulunmadığı görülecektir. Taraflar arasındaki alacak verecek ilişkisine bir takım iddiaların ceza hukukunu ilgilendiren bir boyutu yoktur aralarında bir hukuk davası vardır. Tüm sanık beyanları da dikkate alındığında, sanık savunmalarının aksinin ispatlanamadığı anlaşılmıştır”

Mütalaada, sanıkların nitelikli dolandırıcılık suçunu işledikleri hususunda mahkumiyete yetecek nitelikte her türlü şüpheden uzak , kesin, kuşku sınırlarını aşan yeterli delilin elde edilemediği gerekçesiyle beraatlerine karar verilmesi talep edildi.

KARAR

Mütalayaa karşı beyanı sorulan müdahil Gurbanoğlu’nun avukatı Fatih Turhan, sanıkların verdikleri zararın tespiti için bilirkişi raporu alınmasını talep etti. Avukat Turhan, bu talebinin reddedilmesi üzerine, mütalaaya katılmadığını belirterek sanıkların “dolandırıcılık” suçundan cezalandırılmasını istedi.

Sanıkların avukatları da mütalaaya katıldıklarını ve hileli işlem yapılmadığını beyan ederek, müvekkillerinin beraatini istedi.

Kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanıklar Ali Kemal Çelikten, Mehmet Ercil, Alaattin Aykaç ve Anar Alizade’nin, “dolandırıcılık” suçunu işlediklerine dair mahkumiyetlerine yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği ve suçun sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmadığı gerekçesiyle beraatlerine hükmetti.

Kaynak: Anadolu Ajansı / Murat Kaya

Giriş Yap

Gerçekçi Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!