Tükenmişlik sendromunun son yıllarda çok fazla konuşulduğunu ve artık çocuklarda bile görüldüğünü vurgulayan Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan; duygusal, zihinsel ve fiziksel boyutta gerçekleşen sendromun nedenini bulmak için ‘kök neden analizi’ yapmak gerektiğini ifade ediyor. Mizahın tükenmişlik sendromuna karşı çok iyi bir strateji olduğuna dikkat çeken Tarhan, “Dışa dönük olmak da sendromu azaltıyor. Davranışları, duyguları…
Tükenmişlik sendromunun son yıllarda çok fazla konuşulduğunu ve artık çocuklarda bile görüldüğünü vurgulayan Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan; duygusal, zihinsel ve fiziksel boyutta gerçekleşen sendromun nedenini bulmak için ‘kök neden analizi’ yapmak gerektiğini ifade ediyor. Mizahın tükenmişlik sendromuna karşı çok iyi bir strateji olduğuna dikkat çeken Tarhan, “Dışa dönük olmak da sendromu azaltıyor. Davranışları, duyguları ve düşünceleri tutarlı kişilerde tükenmişlik daha geç oluyor. Kişi ümidini kaybettiğinde tükenmişlik başlıyor. Günümüzde tükenmişliğin artma sebeplerden birisi de insanların devamlı göz önünde olmalarıdır.” dedi.
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, sık sık gündeme gelen tükenmişlik sendromu hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu ve tavsiyelerini paylaştı.
Tükenmişlik sendromu küresel olarak yaygınlaşıyor
Tükenmişlik sendromunun son yıllarda çok fazla konuşulduğunu belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Küresel bir yaygınlaşma var. 30 sene önce az konuşulurdu ama artık çocuklarda bile görüyoruz. ‘Neden arttı?, tükenmişlik sendromu dediğimiz zaman ne anlayacağız?’ İyi değerlendirmek gerekiyor. Her enerji kaybına hemen tükenmişlik sendromu dememek gerekiyor. Tükenmişlik sendromu 80’li yıllarda tanımlanmış. Tanımlanırken de kişinin mesleki yetersizliğiyle ilgili mesleki bir tehlike olarak tanımlanmış. Yani mesleki yetersizliğiyle ilgili mesleki performans gösterememe, başarısız olma, yıpranma, enerjinin kaybolması, verimli bir şekilde iş yapamama gibi nedenlerle kişi iş kaynaklarını tükettiği zaman durum bellidir.” dedi.
İş yerinde verimi düşürüyor
Kişinin iş kaynaklarını tükettiği durumda diğer depresyon belirtilerinden de bahsedilebileceğini ifade eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Bir şeyden zevk alamama, durgunluk, neşesizlik ya da öfkelilik, sinirlilik gibi aşamalarına göre belirtiler ortaya çıkıyor. Tükenmişlik sendromu örgütsel olursa yani kurumda olursa hatalar yaptırır. İş yerinde olursa kaliteyi ve verimliliği düşürür. Toplumda olursa bu büyük bir dönüşüm işaretidir. Yaygınlaşırsa sosyolojik tepkileri verme biçimi haline de gelebilir. Tükenmişlik sendromu bir şirkette insanlar arasında yaygınsa orada kök neden analizi yapıp nedenini bulmak ve çözümler üretmek gerekiyor. Bu yöneticiler için de bireyler için de geçerli.” diye konuştu.
Duygusal, fiziksel ve zihinsel boyutta gerçekleşiyor
Tükenmişlik sendromunun genellikle duygusal anlamda ‘Ben bu işi yapamam, beceremem’ düşüncesi ve söylemi ile başladığını ifade eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Her şey kişinin gözünde büyür. İşe giderken sanki ayakları ters ters gidiyordur. Önce duygusal olarak başlar sonra enerji kaybı şeklinde fiziksel boyuta ulaşır. Daha sonra da zihinsel olur. Beynin anlama ve algılama süreci yavaş çalışıyor gibi algılanır. Kişi kontrol edemeyeceği stres yaşarsa alışılmışın dışında davranıyor. Kontrol edilebilen stres ayakta tutuyor, geliştiriyor ve böylece kişi onu tehlike olarak görmüyor.” dedi.
Ümitsizlik tükenmeye götürüyor
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, tehlike olarak görünen streste ilk olarak alarm durumunun gerçekleştiğini söyledi ve sözlerine şöyle devam etti:
“Alarmda beyin savaş ve kaç tepkisi verir. Beyin savaş tepkisi veriyorsa enerjiyi artıran bütün kan şekerini vücuttaki yağ depolarını kana pompalar. Kan şekeri yükselir. Veya sadece kaç der düşer bayılır. Vücut fiziksel olarak böyle tepki veriyor. Bu da literatürde ‘Sempatik Aktivasyon’ diye geçiyor. Beyin, otonom sinir sisteminin sempatikleri kısmını devreye sokar. Yedek enerji depolarını birkaç saatliğine pompalar. Ancak bu uzun sürerse kaynaklar tükendiği için bir müddet sonra tepki vermemeye başlar. Duyarsızlık başlar. Ama parasempatik sinir sistemini devreye soktuğunda ‘Rahatla, tehlike geçti, kontrol edilebilir bu durumdasın. Bunun üstesinden gelinir’ şeklinde kişide ümit duygusu yüksekse direnme artar. Stres alarmı olur. Tükenme olmaz. Tükenme olması için kişinin ümit duygusunu kaybetmesi gerekiyor. Çalıştığı kurumdan beklentilerinin karşılanmayacağı ve orada adaletli davranılmayacağı ile ilgili ümidini kesmesi gibi güven zayıflatan duygular varsa tükenme ortaya çıkar.”
Akıllı yönetici motivasyon teknikleri geliştirebiliyor
Genellikle alarm ve direniş oluştuğunu belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Kişi direnişi aşarsa o aşılan alarmdan da güçlenerek çıkar. Hatta stres etkenlerinin faydası da oluyor. Biz bunlara geliştiren stres diyoruz. Kişiyi daha çok geliştirerek güçlendiriyor. Fakat tükenmeye dönüştüğü an yıkıcı stres ortaya çıkıyor. Tükenmeye dönüşmemesi için kişinin ümitsizliğe düşmemesi gerekiyor. Tükenmelerde örtülü bir tepki vardır. Tükenme yok gözükür ama duyarsızlaşma vardır. Umursamaz, kinayeli tavırlar, isteksizlik, işi önemsememe oluşur. Kurum zeki ve tembel insanlar topluluğu haline gelir. Tembellik derken aslında tükenmişlik sendromunun direnme aşamasındaki umursamazlık ve duyarsızlaşmadan bahsediyoruz. Tükenmişlik sendromu o anda artık iş verimini düşürmüştür. Böyle bir durumda akıllı yönetici bunu hemen fark eder ve sebebini bulup yeni motivasyon teknikleri geliştirebilir.” ifadelerini kullandı.
Tutarlı kişilerde tükenmişlik daha geç oluyor
Kişilerin de bireysel olarak kolay çözüm üretebildiğini ifade eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Örneğin bir bardak suyu 5-10 dakika elimizde tutarsak hiç fark etmeyiz. Fakat üzerinden yarım saat, bir saat geçtiğinde kolumuz ağrımaya başlar. Uzun sürdüğü zaman bardağı tutamaz hale geliriz. Yorulduğu zaman kişi diğer elinden yardım ister. Zihinsel streslerde de bu şekil bir yaklaşım gerçekleşiyor. Bir konuda aşırı yüklenme yaşadığı zaman kişi beyninin başka alanından düşünür, dikkat ve ilgi odağını değiştirir. Bunu yaptığı zaman kişi beyninin yorgun olan kısmını hemen toparlamış oluyor. Duygusal olarak tutarlı, nerede nasıl davranacağını, nerede sinirleneceğini, nerede sinirlenmeyeceğini bilen kişilerde tükenmişlik daha zor ve geç oluyor. Tabii bunun olması için kişinin küçük yaştan itibaren stres yönetimini öğrenmesi gerekiyor. Bu kişiler duygusal stabil kişilerdir ve tükenmişliğe karşı dayanabilirler.” dedi.
Stres yok edilmez, yönetilir
Stresi yok etmek değil yönetmenin mümkün olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Stres yönetilir ve enerjiye dönüştürülür. Bisiklet kullanmak gibi kişiyi hedefine götürür. Ama aşırı yüklendiğin zaman takla atar. Genellikle kişinin beklenti seviyesi yüksek ve kurumun da kişiden beklenti seviyesi yüksekse daha çok oluyor. Aile yapısı ve sosyal destek zayıfsa yine daha çok oluyor. Sadece Türkiye’de değil dünyada da yeni kuşak konformist bir kuşak. Eski kuşaklar yokluk içinde olgunlaşıyorlardı. Strese küçük yaşta maruz kalıyorlardı ve o strese rağmen yokluk içinde hayatta kalmayı başarabiliyorlardı. Şimdiki kuşaklar varlık içinde olgunlaşıyorlar. Bu daha zor. Hep rahata, konfora alışmış bir kimse rahatlığı kaybolduğu zaman sanki hak ettiği bir şey elinden alınıyor gibi hissediyor. Böyle durumda kabullenemiyor. Duyarsızlaşma ve negatif davranışlar daha çok ortaya çıkıyor.” ifadelerini kullandı.
Dışa dönük olmak sendromu azaltıyor
Dışa dönük olmanın tükenmişlik sendromunu azalttığına dikkat çeken Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Uyumsuz kişilerde daha çok tükenmişlik sendromu oluyor. Kapı eşiğiyle kavga eden insanlar var. Bir de kişi açık ve şeffaf değilse yaptığı işleri hile ile yapıyorsa, gittiği yerde güven alanı oluşturamıyorsa, iş yerinde kendini güvende hissetmiyorsa, devamlı kendisine çelme takılacağını düşünüyorsa orada da tükenmişlik çok oluyor. Korku duygusu hakim oluyor. Korkunun arttığı yerde güven azalıyor. Güvenin azaldığı yerde kaygı yükseliyor. Sonuç olarak da huzur kaçıyor.” diye konuştu.
Güvende hisseden kişinin motivasyonu artıyor
Dürüstlük, şeffaf ilişki ve güvenin olduğu ortamda iş yerindeki verimliliğin de arttığını dile getiren Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Güvende hissetmesi kişinin motivasyonunu artırıyor. İş kaynakları daha çok kullanılıyor. Bu nedenle gelişmiş ülkelerde ısrarla açık, şeffaf ilişkinin ve ifade özgürlüğü üzerinde durulması, korku değil de özgüven üzerinde durulması tesadüfi değil. Korku ve baskı kültürlerinde pasif bir tükenmişlik vardır. Tembellik şeklinde yaşanır. Yüksek güven hissinin olduğu topluluklarda aykırı konuşma dışlanmaz. İnsanlar haksızlığa uğramayacağı ile ilgili daha çok güvende hissederler. Böyle toplumlarda çözüm üretmek daha kolay oluyor.” dedi.
Mizah tükenmişliğe karşı çok iyi bir stratejidir
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Günümüzde tükenmişliğin artma sebeplerden birisi de insanların devamlı göz önünde olmaları’ dedi ve sözlerini şöyle sonlandırdı:
“İnsanlar göz önünde oldukları için toplumda idealleri ve beklentileri yüksek oluyor. Konformist olma eğilimleri de fazla. Bir toplumda parmakla gösterilen olmak, hata yapmamak için devamlı tetikte olmayı gerektiriyor. Bu duygu tehlike oluşturduğu için insan kendini rahatlatamıyor. Sokağa çıkıp rahat dolaşamıyorlar. Ufak bir eleştiriye karşı birdenbire tükenmiş hissediyorlar. Göz önünde bulunan, parmakla gösterilen kişi olduğu zaman o bireyin eleştiriye dayanıklılığının da olması gerekiyor. Yorgunluk, enerjisizlik, uykusuzluk gerçekten zor bir şey. İlginçtir ki mizah, tükenmişlik sendromuna karşı çok iyi bir stratejidir. Mizah dayanıklılığı artırıyor diyebiliriz.”
Fitne Ateşi Söndürülemeyecek İletişim Başkanı Fahrettin Altun, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, sansasyonel açıklamalar yapan kişilerin gerçeklikle bağlantısı olmayan iddialarda bulunduğunu belirtti. Altun, bu tarz asılsız ithamların ciddiye alınmayacak düzeyde olduğunu vurguladı. Türkiye’nin Gücü ve Liderliği Altun, Türkiye’nin dünyanın gözdesi olduğunu, barışın savunucusu olarak liderlik rolünü üstlendiğini belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde Türkiye’nin bölgesel ve küresel...
Fitne Ateşine Net Cevap İletişim Başkanı Fahrettin Altun, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, yaklaşık 1 ay önce sansasyonel açıklamalar yapan kişinin gerçeklikle bağı olmayan iddialarda bulunduğunu belirtti. Fitne Ateşine Karşı Duruş Altun, anlamsız ithamların bugün yeniden gündeme taşındığını belirterek, fitne ateşinin karşılık bulamayacağını vurguladı. Türkiye’nin birliği, beraberliği ve dirliği için çabaların devam ettiğini ifade etti....
İstanbul Valisi Davut Gül, Meteoroloji Uyarısına Göre Karar Aldı İstanbul’da Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün uyarılarının ardından, sabah saatlerinde yüksek kesimlerde başlayan kar yağışı etkisini artırarak devam ediyor. Vali Davut Gül, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, il genelinde yoğun kar yağışı ve buzlanma beklendiğini duyurdu. Okullar ve Kamu Kurumları Tatil Edildi Vali Gül, alınan verilere dayanarak 20...
İstanbul Valisi, Kar Yağışı Nedeniyle Önlemleri Açıkladı Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün uyarıları doğrultusunda, İstanbul’un yüksek kesimlerinde sabah saatlerinde başlayan kar yağışı şiddetini artırarak devam ediyor. İstanbul Valisi Davut Gül, sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımda, Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre, il genelinde yoğun kar yağışı ve buzlanma beklendiğini duyurdu. Önlemler Alındı: Eğitim Kurumları Tatil Edildi Vali Gül,...
First Lady Emine Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi’nin 5. yılını sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla kutladı. Emine Erdoğan’ın Kutlama Mesajı Erdoğan, paylaşımında şu ifadeleri kullandı: “Yalnızca bir kütüphane değil, ülkemizin bilgiyle güçlenen geleceğinin, köklü tarihinin ve kültürel zenginliğinin bir sembolü olan Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanemizin 5’inci yaşı kutlu olsun. Milletimizin ortak hafızası olarak, nice seneler geleceğe yön...
Emine Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi’nin 5. yıl dönümünü sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla kutladı. Kütüphanenin önemine vurgu yapan Erdoğan, geleceğe yön verecek fikirlerin, araştıran, düşünen ve üreten nesillerin yuvası olmasını diledi. Emine Erdoğan’ın Kutlama Mesajı Emine Erdoğan, sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımda Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi’nin sadece bir kütüphane olmadığını belirterek, ülkemizin bilgiyle güçlenen geleceğinin, köklü...
TÜSİAD Yöneticileri Hakkında Yürütülen Soruşturma Devam Ediyor İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan ve Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Mehmet Ömer Arif Aras hakkında yürütülen soruşturma devam ediyor. İddialara göre, bu isimler 13 Şubat’taki dernek genel kurulunda yaptıkları konuşmalarda yargıyı telkin ve yönlendirme içerikli ifadeler kullandıkları...
Yargıyı Etkilemeye Yönelik İfadeler Kullanıldığı İddiası İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında, Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan ve Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Mehmet Ömer Arif Aras hakkında, 13 Şubat’taki dernek genel kurulunda yaptıkları konuşmalarda yargıyı telkin ve yönlendirme içerikli ifadeler kullandıkları iddiasıyla başlatılan soruşturma devam ediyor....
Türkiye’nin G20’deki Önemi Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 20-21 Şubat tarihlerinde gerçekleşecek G20 Dışişleri Bakanları Birinci Toplantısı’nda önemli hitaplara imza atacak. Fidan, uluslararası ve bölgesel konularda Türkiye’nin tutumunu dile getirerek, G20’nin küresel sınamalar karşısında önemini vurgulayacak. Türkiye, 2015’te yürüttüğü G20 Dönem Başkanlığı sırasında küresel ekonomik işbirliğinin yanı sıra siyasi konuları da gündeme getirerek, platformun kapsayıcılığına...
Emlak Konut’un Gelecek Hedefleri ve Kampanya Detayları Emlak Konut GYO Genel Müdürü Yasir Yılmaz, Ataşehir’deki merkezlerinden düzenlediği basın toplantısında, şirketin orta gelir grubuna yönelik “Kazançlı Yatırım Kampanyası”nın detaylarını paylaştı. Yılmaz, Emlak Konut’un köklü geçmişiyle gayrimenkul sektöründe değer üretmeye devam ettiklerini belirtti. Gayrimenkul Sektöründe Genel Durum ve Önümüzdeki Yıllara Yönelik Beklentiler Yılmaz, Türkiye İstatistik Kurumu verilerine...