Bayramda ‘Alerji’ Alarmı! KURBAN BAYRAMINDA ET ALERJİSİNE DİKKAT!

featured

Kırmızı et içerisinde bulunan karbonhidrat ve protein yapısındaki moleküllere karşı bağışıklık sisteminin aşırı tepki göstermesi sonucu alerji meydana gelebilir. Kırmızı et tüketildikten sonra vücutta yoğun kaşıntı, kızarıklık, kusma, şişme, kurdeşen, ishal, karın ağrısı reaksiyonlarının yanı sıra hipertansiyon, baygınlık, tansiyonda düşme ya da yükselme gibi belirtilerin ortaya çıkması durumu kırmızı et alerjisi olarak tanımlanmaktadır. Çocuk Alerji, Göğüs Hastalıkları Uzmanı ve Besin Alerjisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Ahmet Akçay, et alerjisinin yaşam kalitesini bozan bir sağlık problemi olduğunu, hayati tehlikeler barındırdığını söyledi. Kurban Bayramı öncesi kırmızı et alerjisine dair açıklamalarda bulundu.

 

Kırmızı Et Alerjisi Bir Tür Sağlık Sorunudur

 

Besin alerjileri özellikle çocukluk döneminde sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. Kuruyemiş, deniz ürünleri, süt ve süt ürünleri sık yaşanan besin alerjilerindendir. Prof. Dr. Ahmet Akçay besin alerjilerinin daha ziyade çocukluk döneminde görülse de kırmızı et alerjisinin spesifik bir durum olduğunu ve genelde yetişkinlerde görüldüğünün altını çizdi. ‘Aslında süt alerjisi bulunan her 5 çocuktan birinde kırmızı et tüketimi sonrasında et alerjisi görülebilir. Et tüketildikten yaklaşık 30 dakika sonra görülebilen alerjinin vücuttaki yansıması kızarıklık, kaşıntı, nefes almada zorluk, karın ağrısı gibi reaksiyonlar şeklinde ortaya çıkabilmektedir’ ifadelerini kullandı.

 

Et Alerjisi Karın Ağrısıyla Kendisini Gösteriyor!

 

Daha ziyade erişkinlerde görülebilen et alerjisinin 3 ile 6 saat sonrasında karın kramplarıyla beraber ciddi boyutlarda alerjik reaksiyonlarla seyrettiğini açıklayan Prof. Dr. Akçay, ‘Kurban Bayramı’nda çok dikkatli olmak gerekir. Kırmızı et tüketildikten sonra ishal veya karın krampları gibi bulgular genelde tüketilen etin bozulmuş olmasına ya da hijyenik olmamasıyla bağdaştırılır. Tekrarlanarak tüketilen besinlerde tüketilen miktara bağlı olmaksızın semptomlar görülüyorsa bu durum hastanın mutlaka et alerjisi odağından değerlendirilmesi gerektiğine işarettir. Bu grup hayati tehlike taşıyan alerji grubundandır’ dedi.

 

Kırmızı Et Alerjisi Öteki Et Gruplarına Karşı Alerji Geliştirebilir

 

Beyaz et tüketiminin de alerjik reaksiyonlara sebebiyet verebileceğini söyleyen Prof. Dr. Ahmet Akçay, ‘Kırmızı et grubuna alerjisi olan kişinin diğer et gruplarına da alerjisi gelişebilmektedir. Her grup hayvansal protein için bu durum geçerlidir. Beyaz ve kırmızı et tüketildikten sonra alerjik semptomlar oluşuyorsa, kesinlikle bir alerji uzmanından randevu alınması ve hastanın durumunun değerlendirilmesinde fayda vardır’ uyarısında bulundu. Prof. Dr. Ahmet Akçay alerjik bireylerin et tüketmemeleri gerektiğini vurguladı ve ekledi ‘Et alerjisi hayati tehlike taşıyan bir reaksiyondur. Eser miktarda tüketilse dahi alerjik reaksiyonlar meydana gelebilmektedir. Bu sebeple öncelikli olarak et tüketmemeleri oldukça önem taşır. Et alerjisi teşhisi bulunan kişiler için oto enjektörler reçete etmekteyiz. Bireylerin bu şekilde bir şüpheleri varsa ve daha evvelinde et tüketimi sonrasında kızarıklık, kaşıntı, ishal, nefes almada güçlük, karın ağrısı benzeri reaksiyonlar oluştuysa, Kurban Bayramı’nda et tüketmemeleri faydalı olacaktır’.

 

Kene Isırması İle Çapraz Reaksiyon

 

Spesifik olarak kene ısırmasına maruz kalan kişilerde kene tükürüğü içerisindeki maddelere karşı reaksiyonlar görüldüğü ve bu maddelerin kırmızı et içerisinde yer alan birtakım moleküllere benzer yapıda olduğunu ifade eden Prof. Dr. Ahmet Akçay sözlerine şöyle devam etti: ‘Alerjiye karşı hassasiyeti bulunan kişilerde alerji gelişimi sonrasında kırmızı et tüketimiyle alakalı problemler meydana gelebilmektedir. Bu sebeple kene tükürüğü ve kırmızı et arasındaki çapraz reaksiyon oluşumu bahsedilen kırmızı et ve kene ısırması arasındaki alerjik durumu tetiklenmektedir. Bu tip bir alerjiye sahip olanlarda çapraz reaksiyona bağlı olarak bazı ilaç alerjileri de sıklıkla görülebilir’.

 

Et Alerjisinde Teşhis

 

Kırmızı et alerjisi reaksiyonları gözlemlenen hastalarda kan ve deri testleri yapılmalıdır. Hatta kesin teşhis için uygun görüldüğünde doktor gözetimi altında kırmızı et ile yükleme testi uygulanabilir. Kesin olarak kırmızı et alerjisi teşhisi konulmuş hastaların et yememeleri gerekmektedir. Prof. Dr. Ahmet Akçay etin pişmesinin her daim alerjik özelliğini kaybettiği anlamına gelmediğini ve bu durumda kırmızı etten tamamen uzak durulması gerektiğinin altını çizdi. Ciddi anlamda et alerjisi olan hastaların ise ev dışında herhangi bir yerde yemek yediklerinde de oldukça dikkatli olmaları gerektiğini açıkladı. Bunun yanı sıra Kurban Bayramı’nda kurban etinden yapılan kavurma, kızartma benzeri yemeklerin hazmının oldukça zor olduğunu söyledi. Yağlı beslenmenin sindirimi zorlaştırıcı etkisiyle beraber mide boşaltımını geciktirdiğini ve reflü, gastrit gibi sağlık sorunlarını doğurduğunu açıkladı.

 

Et alerjisi Önlenebilir!

 

Et alerjisine karşı alınabilecek ilk önlem kırmızı et tüketmeyi kesmektir. Hasta pişmemiş ya da az pişmiş ete karşı alerjik reaksiyon gösteriyorsa, etin iyi pişmiş şekilde tolere edilip edilemeyeceğini saptamak; hastanın kırmızı eti pişmiş formda diyetine dahil edip edemeyeceği konusunda yardımcı olabilir. Prof. Dr. Ahmet Akçay, halkın besin kaynaklı gıda alerjileri ve anafilaksiden kaçınma ile ilgili genel konularda bilinçlendirilmesinin oldukça önemli olduğunu vurguladı.

 

Editöre NOT:

 

Besin Alerjisi Derneği Hakkında:

 

Besin Alerjisi Derneği 2019 yılında alerji hastalıkları ve besin alerjileri hakkında; toplumu bilgilendirmek ve bilinçlendirmek, akademik ve bilimsel çalışmalarla katkı sağlamak, bu alandaki çalışmaları ve projeleri ulusal standartlar düzeyine taşımak amacıyla kurulmuştur. Sağlık alanındaki tecrübesini ve dinamik ekibini bir araya getiren kuruluş; güncel ve yenilikçi yaklaşımlarıyla, ileri tanı ve tedavi yöntemlerine son teknoloji alt yapısıyla katkı sağlamak, bilimsel çalışmalar ve sosyal sorumluluk projeleriyle ailelere ulaşmayı hedeflemiştir.

 

Prof. Dr. Ahmet Akçay Kimdir?

 

Denizli’de doğan ve ilk, orta ve lise öğrenimini Denizli’de tamamlayan Prof. Dr. Ahmet Akçay Denizli Anafartalar Lisesi’nden birincilikle mezun oldu. İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi’ni bitirdikten sonra İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi’nde Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ihtisası yaparak uzman oldu. 2003 yılında İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Alerji ve Göğüs Hastalıkları Bilim Dalı’nda çalıştı ve 2008 yılında Çocuk Alerjisi Uzmanlık diplomasını aldı. 2012 yılında Çocuk İmmünolojisi ve Alerjik Hastalıklar Uzmanlık diplomasını ve 2013 yılında Çocuk Göğüs Hastalıkları Uzmanlık diplomasını aldı. 2007 yılında Doçent, 2014 yılında profesör oldu. Amerika’nın en iyi ilk 3 hastanesinden birisi olan Cincinnati Children Hospital’de Pediatric Allergy and Immunology departmanında misafir bilim adamı olarak çalışmıştır. Kliniğin başkanı olan Prof. Dr. Amal Assad ile birlikte çalışan Prof. Dr. Ahmet Akçay alerjik hastalıkların ve astımın tanı ve tedavisinde uygulanan yeni yöntemler konusunda tecrübe sahibi olmuştur. Bu çalışması sırasında astım, besin alerjileri, besin alerjilerinde yükleme testleri, immünoterapi (alerji aşıları), egzama, ilaç alerjileri konusunda Amerika’da uygulanan yöntemler konusunda tecrübe sahibi olmuştur. Amerika’da bulunduğu sürede Bernstein Allergy’de çalışma imkânı bulmuştur. Journal of Asthma editorü Prof. Dr. Jonathan Bernstein ile birlikte kısa süreli çalışma imkânı bulmuştur. Amerika’daki alerji kliniklerinin çalışma yöntemleri konusunda fikir sahibi olmuştur. Cincinnati Children Hospitalda Pediatric Pulmonology bölümü tarafından dünyanın önde gelen pediatrik pulmonologlarından Prof. Dr. Robert Wood tarafından organize edilen 4 günlük bronkoskopi kursuna katılmıştır. 2013-2016 yılları arasında Liv Hospital Çocuk Alerji ve Göğüs Hastalıkları bölümünde çalışan Prof. Dr. Ahmet Akçay Mart 2016 yılında İstanbul Alerji’yi kurarak İstanbul Alerji’nin Türkiye’de alerjik hastalıkların ve astımın tanı ve tedavisinde önemli bir adres olmasını amaçlamaktadır. Prof. Dr. Ahmet Akçay Çocuk Alerji ve Astım Akademisi Yönetim kurulu üyesi olup Türkiye’de alerjik hastalıkların tanı ve tedavisinin gelişmesinde katkıda bulunmaya çalışmaktadır. Çocuk Alerji Uzmanı olması nedeniyle; alerjik astım, alerjik nezle, egzama, besin alerjileri, ilaç alerjileri, kurdeşen, temas alerjileri, heriditer anjioödem, mastositoz gibi alerjik hastalıkları, Çocuk Göğüs Hastalıkları Uzmanı olması nedeniyle; zatürre, tekrarlayan zatürre, bronşektazi, kistik fibrozis, kronik akciğer hastalıkları, kronik öksürük, uyku sorunları, sık tekrarlayan öksürük gibi çocuk göğüs hastalıkları, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı olması nedeniyle sağlam çocuk takibi, gaz ağrısı, çocukluk çağı aşıları, büyüme gelişme geriliği, iştahsız çocuk, kilo alamama, ishal, kusma, karın ağrıları gibi tüm çocukluk çağı hastalıkları konusunda uzmandır. Uyguladığı tanı yöntemleri deri prick testi, yama testi, solunum fonksiyon testleri, besin yükleme testleri, verilen havada nitrik oksid, ilaç alerji testleri ve ter testidir. Uyguladığı tedavi yöntemleri ise ilaç tedavisi, korunma, cilt altı enjeksiyon ve dil altı aşı tedavileridir.

 

Giriş Yap

Gerçekçi Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!