MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, sosyal medya hesabından gündeme ilişkin açıklamada bulundu.
Türkiye – Fransa maçı ve sonrasında yaşanan olaylar hakkında sosyal medya üzerinden değerlendirmelerde bulunan Bahçeli, şunları kaydetti:
“Başarının limitleri inancımıza bağlıdır. Hedefi olan, bu hedeflere uygun stratejiler geliştiren, hepsinden de mühimi inanan ve inandığı gibi mücadele eden insanlar, takımlar, hatta toplum ve milletler başarıyı her zaman hak etmişlerdir. Başarı bir son değil, bir süreçtir. A Milli Futbol Takımımız Konya’da muazzam bir başarı elde etmiş, milletimizi sevince boğmuştur. 2020 Avrupa Şampiyonası Elemeleri H Grubu 3.maçında dünya şampiyonu Fransa’yı 2-0 gibi çok net bir skorla yenmeyi başarmış, övünç madalyamız olmuştur. Teknik Direktör Sayın Şenol Güneş başta olmak üzere, teknik kadroyu, Federasyon Yönetimini, elbette Fransa’ya sahayı dar eden fazilet sahibi fedakâr futbolcularımızı yürekten tebrik ediyorum. Hepsiyle gurur duyuyorum, hepsini muhabbetle kucaklıyorum.
A Milli Futbol Takımımız alın teriyle, emeğiyle, gayretiyle, mücadelesiyle tarih yazmıştır. Ancak bunu hazmedemeyen, bundan rahatsız olanlar da ortaya çıkmaya başlamışlardır. İzlanda’da yaşanan rezaletler, sporun centilmenliğine, hoşgörü ruhuna aykırı kötü muameleler tek kelimeyle skandal ötesidir. İzlanda’nın tahammülsüzlüğü, nezaketsizliği, saygısızlığı elbette not edilmiştir.
A Milli Futbol Takımımızın bu ülkeye girişi esnasında uzun süre pasaport kontrol kuyruğunda bekletilmesi, eşyalarının teferruatlı aranması, futbolcularımıza yönelik saldırgan tavırlar tam bir kabalık ve komplodur. Hele hele mikrofon yerine fırça uzatan ahlaksızların futbolcularımızı taciz ve tahrik etmesi, sabırları zorlaması, iyi niyet kurallarını ihlal etmesi ayıptır, provokatörlüktür. İzlanda’yı kınıyorum, bu ülkeye verilen notayı da çok yerinde ve isabetli değerlendiriyorum. İzlanda ne yaparsa yapsın yenilmekten, başını öne eğmekten, insanlığın ve uluslararası spor camiasının vicdanında mahkum olmaktan kurtulamayacaktır. Sporu husumete dönüştürenler hem kaybedecek hem de haset içinde kıvranan, haya eksikliği yaşayan kendini bilmezler olarak anılacaklardır.”
“Rum Yönetiminin, Fatih Sondaj Gemimizin çalışanları ve TPAO ile iş birliği yapan yabancı şirketlerin yöneticileri hakkında tutuklama kararı çıkarması hukuksuzdur, kepazeliktir”
Doğu Akdeniz’de Fatih Sondaj gemisi çalışanlarına ve TPAO ile iş birliği yapan şirket yöneticilerine tutuklama kararı çıkarılması konusuna değinen Bahçeli, “Doğu Akdeniz’de açıkça Türkiye’ye tuzak kurulmakta, kuyusu kazılmakta, egemenlik haklarına kast edilmektedir. Rum Yönetiminin, Fatih Sondaj Gemimizin çalışanları ve TPAO ile iş birliği yapan yabancı şirketlerin yöneticileri hakkında tutuklama kararı çıkarması hukuksuzdur, kepazeliktir. Kıbrıs Türklerini yok saymak, tarihsel haklarını gaspa teşebbüs ve tevessül etmek uluslararası hukuku çiğnemek, Türkiye’ye meydan okumaktır. Ülkemiz bu barbarca ve barış karşıtı hamleleri göğüsleyecek güç ve yeterliliktedir. Kıbrıs Türklüğü yalnız değildir, Doğu Akdeniz asla peşkeş çekilmeyecektir” ifadelerini kullandı.
“İşi gücü bırakıp şahsım ve partimizle ilgili spekülasyon yapan müfteri korosuna en iyi cevap 23 Haziran’da sandıkta verilecektir”
23 Haziran seçimlerine değinen Bahçeli, “23 Haziran İstanbul Büyükşehir Seçimlerine az bir süre kaldı. Cumhur İttifakı’nın başarılı olması konusunda samimiyiz, heyecanlıyız, İstanbul’a mitili atmış bulunuyoruz. Menfi propagandalarla itibar cellatlığına soyunanların yalanları, çarpıtmaları, çırpınışları sonuç vermeyecektir. Milliyetçi Hareket Partisi nerede diye ucuz ve uçuk soru soranlara, diyorum ki, İstanbul’un her yerindeyiz. Gözleri olup görmeyenler, kulakları olup duymayanlar, ağızları olup konuşamayanlar, üstelik kalplerinde mühür bulunanlar isteseler de bizi göremezler, hakkımızı teslim edemezler. İşi gücü bırakıp şahsım ve partimizle ilgili spekülasyon yapan müfteri korosuna en iyi cevap 23 Haziran’da sandıkta verilecektir. Bunların, yaşarmayan gözleriyle, kızarmayan yüzleriyle mağlubiyet yaşayacakları günler çok yakındır. El mi yaman İstanbul mu yaman anlayacaklardır” ifadelerini aktardı.
“Tarafsız değildir, samimi değildir, yeterli hiç değildir”
Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı İstanbul Belediye Başkan adaylarının ortak yayınını yönetecek moderatörün belirlenmesi konusunda açıklamalarda bulunana Bahçeli, “İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adaylarının katılacakları televizyon programı, bu programı kiminle yapacakları, yani moderatörün kim olacağı uzunca bir süredir tartışma ve polemik konusu haline gelmiştir. Bize göre iki adayın katılacağı televizyon programının en uygun moderatörü sakin, sabırlı, anlayışlı ve tarafsız yönleriyle temayüz etmiş Sayın Didem Arslan Yılmaz’dır. Tartışmaları ustalıkla yöneten, birikim ve tecrübesiyle öne çıkan Sayın Yılmaz’ın seçilmesi kanaatimce doğru olurdu.
Sayın Binali Yıldırım ile Sayın Ekrem İmamoğlu’nun 16 Haziran 2019 Pazar günü saat 21.00’de televizyonda karşı karşıya gelecekleri, moderatörün de sözde gazeteci İsmail Küçükkaya’nın olacağı bugün belli olmuştur. Hayret etmemek mümkün değildir! İsmail Küçükkaya’nın hangi vasıflarından dolayı böylesi önemli bir program için tercih edildiğini anlayabilmiş değilim. Bu şahsın Cumhur İttifakı ve MHP’ye husumet besleyen tavrı açıktır, bilinmektedir. Tarafsız değildir, samimi değildir, yeterli hiç değildir. Kaldı ki, FOX TV’nin yayın çizgisi de bulanık ve sorunludur. Şayet İsmail Küçükkaya’nın moderatörlüğü kesinleşirse, bilinsin ki, 16 Haziran 2019 tarihinde 21.00’den itibaren televizyon izlemeyeceğim, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adaylarının tartışmasını takip etmeyeceğim. MHP hakkın, haklının, halkın ve haysiyetin tarafındadır” dedi.
“Duruşumuz sağlam, mayamız temiz, fikriyatımız köklü ve güçlüdür. Türkiye’de Kürdistan ve Lazistan yoktur” Milliyetçi Hareket Partisi’nin bekanın savunucusu olduğunu aktaran Bahçeli, şunları aktardı:
“Özellikle ifade etmek istediğim bir başka konu ise şudur: Milliyetçi Hareket Partisi milli bekanın amansız savunucusudur. İlkelerimizden tavizimiz düşünülemeyecektir. Ülkülerimizden kopmamız akla bile getirilemeyecektir. Duruşumuz sağlam, mayamız temiz, fikriyatımız köklü ve güçlüdür.
Türkiye’de Kürdistan ve Lazistan yoktur. Bundan sonra da olamayacaktır. Olması yönünde heveslenenler varsa karşılarında daima Milliyetçi – Ülkücü Hareketi bulacaklardır. Sözümüzden dönmedik, sevdamızdan ödün vermedik, özümüzün öğütülmesine müsaade etmedik.
Dünden bugüne duruşumuz aynıdır. Milliyetçi Hareket Partisi’ni mesnetsiz yere eleştirenler, suskunluğumuzu yanlışa yoranlar, olgunluğumuzu ve sağduyumuzu tersten okuyanlar köksüzlüğe, kimliksizliğe, kozmopolit emellere hizmet eden kripto bedhahlardır. Bunlarla mücadelemiz ise sonuna kadar devam edecektir.”