UEFA ’nın yıl başında yayımladığı borçlular listesindeki yerini koruyan ve Galatasaray başta olmak üzere, Fenerbahçe , Beşiktaş ve Trabzonspor’a uygulanan ağır ‘Finansal Fair Play’ şartlarına rağmen ekonomisini toparlayamayan Türk futbolunu, 2019’da daha da kara günler bekliyor. Türk futbolunun 4 büyükleri olarak adlandırılan Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor’un 2012’de 2 milyar 62 milyon lira olan toplam borcunun, 2018’in son çeyreğinde 14 milyarı bulmasının yanı sıra, altyapının tıkanması, hatalı transferin neden olduğu itilaflı sözleşmeler, profesyonellere ‘bol keseden’ ödenen paralar, vergi ağırlıklı kamu borçları, Türk futbolunu çıkmaz sokağa yönlendirdi. Uzmanlar, bu yapının daha fazla devam etmesinin olanaksız olduğunu, kulüplerin yakın bir gelecekte, “dış kaynaklı” gruplara satılabileceğini öne sürdü.
En ağır yenilgi
Şampiyonlar Ligi’nde mücadele eden Galatasaray, kadro darlığı nedeniyle ağır maç trafiğiyle baş edemezken, UEFA Avrupa Ligi’ne ön eleme oynamadan katılan kupa galibi Akhisarspor’un Sevilla karşısındaki 6-0’lık yenilgisi, son dönemlerin en ağır mağlubiyeti olarak dikkat çekti. Yine Beşiktaş’ın Genk’e İstanbul’da farklı yenilmesi Türk futbolunun ülke puanına önemli bir darbe vurdu.
Çare altyapı
Avrupa’nın en fazla gelir elde eden 6. ülkesi olmasına karşın, futboldaki “gelir-gider” dengesini sağlayamadığı için darboğaza giren Türkiye’nin kurtuluşunun uzun vadeli altyapı projelerinde yattığı ifade edildi. Önceki yıllarda benzeri sıkıntıları yaşayan Fransa, Almanya, İspanya gibi ülkeler, sağlam altyapıları ve değişikliğe uğramayan yönetmelikleriyle toparlanırlarken, Türkiye’de yabancı sınırlaması dahil alınan birçok kararın ertesi yıl revize edilmesi, “uzun vadeli” planların değişiklikler nedeniyle sekteye uğraması ülke futbolunu bitirme noktasına getirdi.
1. lig takımı Altınordu’nun, “Özdeğerlerini yaratma” projesinin ardından önce Trabzonspor, ardından Fatih Terim’in göreve başlamasıyla Galatasaray ve son dönemde Fenerbahçe, altyapılardan verim almaya başladı. Trabzonspor; Yusuf, Abdülkadir, Galatasaray ; Ozan Kabak, Yunus, Fenerbahçe de Oğuz Kağan, Erten gibi isimleri altyapı ürünü olarak podyuma çıkardı. Beşiktaş ise büyük yatırımlarda bulunduğu altyapıdan çıkan futbolcuların yüzüne bakmayarak 1980’lerdeki “Öz kaynak” düzenini adeta bitirdi.
Arap ülkesi gibi
Türk futbolunun maddi batağa sürüklenmesinin en önemli nedeni ise transferdeki tutarsızlık. Yabancı sınırının olduğu dönemde gelişimini tamamlamayan Türk oyunculara ödenen yüksek bonservis bedellerinin yanı sıra, yabancı sınırı kalktıktan sonra Türkiye’ye gelmek için Avrupa’daki maaşlarının iki katını isteyen veteran yıldızlar dengeleri altüst etti. Kulüplerin özellikle son yıllarda sosyal medya baskısıyla, transfer yapması da borçları ikiye katlamış durumda. Avrupa’dan yüksek bonservis bedeli ödenerek alınan yaşı sınırdaki oyuncuların son kulüplerinin Türk takımları olması ise ülkeyi bonservis batağı lige çevirdi.
Erzik: Başarı 10 yıllık bir proje gerektirir
Türk futbolunun hem maddi, hem de sportif açıdan yaşadığı sıkıntıyı yorumlayan Eski UEFA Asbaşkanı ve TFF Onursal Başkanı Şenes Ezik, “Sadece içerdeki gelişmeler değil, dışarda yaşananlar da Türk futboluna olumsuz etki yaptı” dedi. Avrupa futbolunun yeniden formatlanması, UEFA Uluslar Kupası maç takvimi, kupa galipleri kupasını kazanan takımın direkt Avrupa kupalarına katılması gibi parametrelerin Türk futboluna olumsuz yansıdığını belirten Erzik, “Bu projelere uyum önemli. Ancak futbol sabır işidir. Türkiye sabretmeli. Biz 2002’deki başarının temellerini 1989’da attık. Altyapı hamlesi başlattık, Serpil Hamdi Tüzün’ü yapılanmanın başına getirdik, o takım 1992-93’te Fatih Hoca ile Avrupa Ümitler Şampiyonası’nda başarı elde etti, 1996 Avrupa Şampiyonası’na gittik, ardından Mustafa Hoca o başarıyı devam ettirdi, 2002’de de Dünya 3.’lüğü geldi. 10 yıllık bir projeydi. Şimdi de projeler var ama vazgeçilmemeli. Ayrıca futbolda hiçbir şey tepeden aşağı doğru yapılanmaz, aşağıdan yukarı doğru örmek gerekiyor başarı tuğlalarını. Akhisar’ın farklı kaybetmesi beni çok üzdü. Ama bu da kupa galibinin, Avrupa Kupasına direkt katılması ile ilgili bir durum. Akhisar kupa statüsünde bir iki maç süper performans gösterip kupayı alabilir, ama Avrupa uzun ve meşakkatli bir yoldur” dedi.