Yıldız ve gezegenlere daha çok kodlama yapıldığını belirten Küçük, “Kepler” isimli uydunun aldığı verilerle bulunan güneş sistemi dışındaki yıldızların gezegenleri olan ötegezegenlerin bir kısmının birliğin üyelerine paylaştırıldığı bilgisini verdi.
Üyelerin, bu yeni bulunan gezegenlere isim verebileceği projenin 70 ülkeyi kapsadığını dile getiren Küçük, şunları kaydetti:
“Türkiye’ye de WASP-52 kodlu yıldız ve onun gezegeni verildi. Yıldızlar ülkelere verilirken ‘öyle bir yıldız verelim ki o ülkenin başkentinden rahatlıkla gözlensin. Küçük teleskoplarla bile insanlar gözleyebilsin.’ anlayışından hareket edildi. Bu yıldız bize yaklaşık 457 ışık yılı uzaklıkta. Gezegeni yaşanabilir bir gezegen değil, aynı jüpiter gibi bir gaz gezegen. Önemli olan isim hakkının bize verilmesi.”
“ÜLKEMİZE YAKIŞIR BİR İSİM KOYMALIYIZ”
Türkiye Astronomi Derneği sitesindeki formun doldurularak isim seçenekleri sunulabileceğini, gezegene verilecek ismi özellikle okullar ve bilim merkezleri aracılığıyla belirlemek istediklerini aktaran Küçük, “Farklı üniversitelerden oluşan bir jürimiz var. Bu jüri iki aday isim belirleyecek ve birliğe sunacak. İsim vermenin belirli kuralları var, siyasi içerikli olmamalı, kimseyi rencide etmemeli. Bize, ülkemize yakışır bir isim koymalıyız” ifadelerini kullandı.
Türkiye’ye verilen yıldızın ilkbahardan sonbahara kadar gözlemlenebileceğini vurgulayarak, “Aralık ayında Uluslararası Astronomi Birliğine isimleri belirtmemiz lazım. İlk kez bir yıldıza isim vereceğiz ve verdiğimiz isim literatüre girecek. Bu bizi tatmin etmez tabi ki biz uydular yaparak bu uydulara yapacağımız alıcılarla, sensörlerle yeni yıldızlar galaksiler keşfetmek istiyoruz” dedi.
“GÖKYÜZÜ FARKINDALIĞINI ARTIRMALIYIZ”
Aynı zamanda Erciyes Üniversitesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölüm Başkanı olan Prof. Dr. Küçük, Türklerin astronomiye uzak olmadığını bildirdi.
Prof. Dr. Küçük, şöyle konuştu:
“Son yıllarda maalesef hep yere bakar olduk, halbuki gökyüzü bizim emrimizde. Osmanlı öncesine gittiğimizde astronomi çalışmaları yapan Uluğbey var, ilk gözlem evini kuran Takiyüddin var. Bunlar konum gözlemleri yapmış, yaptıkları çalışmalar o dönem Avrupa’da yapılanla birebir. Gökyüzü farkındalığını artırmalıyız. Tarihe bakarsak coğrafyamızın astronomiye katkıları azımsanamaz. Özellikle gözlemsel astronomide katkıları büyük. İsim deyip geçmemek lazım.”