Bu yıl yürüyen ya da bacaklı olarak adlandırılan robotlarda önemli gelişmeler oldu. Özellikle ABD’li Boston Dynamic firmasının iki ve dört ayaklı robotlarının performansları tüm endüstriyi şaşkına çevirdi. Honda firması da meşhur robotu ASİMO’yu geliştirmeyi durdurdu. Uzun yıllardır geliştirilen ASİMO’nun hareketleri, bilindiği gibi, pek de doğal değildi. Robotun mekanik modeli ve kontrol sistemleri canlılarınki ile pek benzerlik taşımıyordu.
Gerçekten de, biz insanlar ve diğer yürüyen canlılar, uzun bir evrim süreci sonucu, çok az enerji kullanan, dengeli, elastiki ve yüksek performanslı hareket biçimlerine sahibiz. Robotların bu özelliklere ulaşması şimdiye kadar pek olanaklı gözükmüyordu. Daha 2015 yılında ABD’nin DARPA ajansının yıllık robot yarışmasına katılan yürüyen robotlar, birkaç adım attıktan sonra tepetaklak oluyordu. Denge, hareket ve engelleri aşma açısından alınacak çok yol olduğu açıktı.
Boston Dynamics
1992 de MIT’den bazı araştırmacıların kurduğu Boston Dynamics’in yöneticisi Marc Raibert, hemen 40 yıldır bu konu üzerinde çalışıyor, yani bu gelişmeler çabucak, kısa yoldan olmuyor. Ülkemizde de yeni teknolojilere dönük planlar yapılırken bu gerçeği göz önünde tutmak ve çalışmalara erken başlamak zorunda olduğumuzu hatırlatalım.
Endüstriyel robotlar, bilindiği gibi, genelde sabit bir platforma monte edilmiş hareketli bir kol biçiminde. Hareketli robotlar ise daha çok tekerlekli oluyorlar, Ay’a ya da Mars gezegenine gönderilen cip türünden araçlar, ya da Amazon firmasının depolarında kullandığı otonom yük taşıyıcılar gibi.
Doğanın gözlemi
Öte yandan, biz insanlar, çevremizi, doğaldır ki, kendimize göre, yani ayakta hareket edecek biçimde düzenliyoruz. Doğa da karadaki hareketi zorlaştırıcı bin bir çeşit engelle dolu. Bunun sonucu olarak evrim de canlıları yürüyecek ya da sürünecek biçimde şekillendirmiş. Bu nedenlerle yürüyen robotlar, özellikle de iki ayaklıları, hem doğada, hem de biz insanların arasında çalışmaya ve devinmeye çok daha uygun. İşin psikolojik yönünü de unutmayalım, olabildiğince insansı robotların bizlerce kabulü çok daha rahat olacak.
Bu yeni gelişmeler sonucu bir iki de robot örneği verelim:
1. ATLAS adlı iki ayaklı robot bir atletik parkuru tamamlıyor. Üzerine sıçradığı engeller 60 cm yüksekliğinde, yani çok formda bir atlet için bile kolay değil bu performansı göstermek. Robotun hareketlerinin akıcılığı ve özellikle kolların dengeyi ve hamleleri sağlamak için kullanımı hayret verici. (https://youtu.be/hSjKoEva5bg)
2. SpotMini adlı dört ayaklı robot değişik ortamlarda kendi kendine yolunu bulabiliyor, eğilerek masa vb cisimlerin altından geçebiliyor, tutamaçlı kolu yardımı ile değişik işler yapabiliyor, merdivenlerden çıkıp inebiliyor ve örneğin bir muz kabuğu üzerinde kayıp düştüğünde ayağa kalkarak yoluna devam edebiliyor. (https://youtu.be/tf7IEVTDjng
3. SpotMini’nin yeni modeli daha atik, hafif ve daha az enerji harcıyor. Gelecek yıldan itibaren satışa sunulacak bu model aşağıda verilen linkteki videoda nefis bir dans gösterisi yapıyor ama tek marifeti bu değil tabii….(https://youtu.be/kHBcVlqpvZ)
Bu robotlar, performansları hayret verici düzeyde olsa da, insana biraz ürkütücü geliyor doğrusu. Ama yetenekleri böyle gelişmeyi sürdürürse onlara insansı bir görünüş de kazandırmak pek sorun olmayacak gibi.